29 Eylül 2010 Çarşamba

camus'nün "tek felsefi sorun"una bir soru

"nahr", boğazın alt kısmındaki çukur demek.
"intihar", iftial vezni yapısında bu kelimeden türetilen bir kelime.

bu etimolojik çıkarıma göre:
"intihar etmek" sadece boğaz kesilerek mi gerçekleştirilir yani?
belki de.
bilemem, hiç intihar etmedim.

(bir de şöyle ilginç bir site varımış hele: http://www.intihar.de/)

28 Eylül 2010 Salı

Saçların Dökülmüş Schopenhauer

Kızlar neden entellere va(e)rmaz?

"Kadınları büyüleyen şeyler, özellikle irade kuvveti, kararlılık ve cesarettir. Namuslu olmanın ve iyi kalpliliğin de kadınlar üstünde olumlu etkisi vardır. Öte yandan, babadan kalıtım yoluyla çocuğa geçemeyeceği için, enteleküel üstünlüklerin, kadınları doğrudan doğruya etkilemedikleri görülür."

Schopenhauer / Aşkın Metafiziği

24 Eylül 2010 Cuma

Godard'ın Vaftiz Babası

40'lı yıllar... Fransa... Savaş sürerken.

İç / Gündüz / Sınıf

Godard'ın ilkokul örtmeni: Senin adın da Godard benim adım da Godard, senin adın bundan böyle Jean Luc Godard olsun.

Godard (iç ses): Artık yönetmen olabilirim.

Kooperatif -Peyote-Araf Arasında

Herkes çorba içerken biraz varoluşçudur.

22 Eylül 2010 Çarşamba

Kadir İnanır'dan çarpıcı açıklamalar

http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalDetay&ArticleID=1020189&Date=22.09.2010&CategoryID=82

Kadir İnanır işbu ropörtajındaki beyanatları üzerine ekmekmushaf'a özel şunları söyledi;

-Kosmos'daki Battal karakteri benim. Reha Erdem benim şeker sevdiğimi çok iyi bildiğinden o karakteri benden esinlenerek yazdı.

-Walter Benjamin'in Baudelaire'e atfettiği flaneur aslında benim. Paris benim için her zaman can sıkıcı bir yer olmuştur.

-Kafka'nın Dava'sındaki K, Yusuf Atılgan'ın Aylak Adam'ındaki C (K diye okunur) benim.

-Bülent Somay'ın dilinden düşürmediği fallusun ta kendisiyim.

-Pulp Fiction filminde çantanın içinde benim beyaz atkım vardı.

-Lost In Translation'da Bill Murary'ın Scarlet'in kulağına "Kadir İnanır sence de çok iyi bir oyuncu değil mi" dediğini biliyor muydunuz?

-Yeni Dalga'nın fikir babası benim aslında.

-O hikâyedeki mal benim.

İki fotoğraf arasındaki farkı bulunuz: Javier Bardem


21 Eylül 2010 Salı

İbn-i Pop Saat-i

bu sıralar evimizi şenlendirmekte olan, hoşbeşli yazarımız doğu; "alibeyköy'de üç'den fazla olmamak şartıyla dört'ten az ekmekmushaf yazarı olur!" önermesiyle karşımıza santraldeki starbucks' ın önünde çıkmıştır.

kendisinin yaz aylarındaki şarkütörlük deneyimini ise; http://ekmekmushaf.blogspot.com/2010/09/sorese-upps-kotu-ezildimen-iyisi.html şu yazının birinci satırındaki pop alıntısından anlayabiliyoruz diyim...


neyse; "tasavvuflu pop yavşaklıktır"


not: mr oruc' un bir şarkıyı aklında tutma olasılığını ise seviyorum.


"görsen o kadar güzelki"

şoreş'e "upps! kötü ezildim,en iyisi defolup gideyim ben" dedirtecek yanıt

(yanıt verilesi yazı için bakınız: http://ekmekmushaf.blogspot.com/2010/09/hande-yenerden-arabiye-bir-sehir.html)

demet akalın'ın "aşkın açamadığı kapı, kanatlanıp uçamadığı yer mi var?" cümlesi ya da nazım hikmet'in, kötü olduğunu düşündüğüm ilk şiirlerinin hepsinde uzun uzun belagat geviş getirebiliriz.

islam geleneğinde çelişkili politik tutum bolcanadır,(selam çetin, yazı yazmayınca 'mekruh' kelimesini kullanmıyorum bak) ama bu adamlar fazlaca "hayır ve şerrin ötesinde"dirler, "mutezile" bir takıntıdır. Vasıl bin Ata tamamen öyle. İbni Arabi, en azından estetiğiyle durumu kurtarıyor; Gazali ise "Hüccet'ül İslam" olmasıyla. - Tasavvufî meseleleri Hande Yener'den önce o keşfetmişti:)-

bütün bunları bir yana çekip şöyle de diyebilirdik: "bu aşk bir bahri ummandır, buna haddi kenar olmaz"

Hande Yener'den Arabi'ye: Bir Şehir Yolculuğu

Arabi de okuduk beraber,
Bağdat'ta da yaşadık
Sorun şehirlerde değilmiş
Çok geç Kavafis okuduk!


Şu güzide şiirimde ritim sorunu olduğunu iddia edenlere sesleniyorum: Yeter artık, edi bese! Sizin adınız da Kavafis olsa, sizde de ritim sorunu yaşardım!!

çetin'den baudelaire'e ağır istihza

"vay be, demek insan paris'te bile sıkılabiliyormuş!"


("paris sıkıntısı" kitabını incelerken)

20 Eylül 2010 Pazartesi

rembrandt ile "a.c.z." dersine giriş


öyle sofralar gördüm ki
insan kasları vardı tabaklarda
A. Cahit Zarifoğlu

7 Eylül 2010 Salı

eylül sıkıntısı

"Bu dünyada yaşamak can sıkıcı bir şeydir baylar.”
edip cansever -eylül'ün sesiyle
"Katılıyorum."
ben - eylül'ün sesine...(!)

5 Eylül 2010 Pazar

Woody Allen Presents: la o kafandaki nedir?

Kız: Gözlüklerin ne güzel, Woody'ninkilere benziyor (sevimli sevimli)

Erkek: Kaderim benzemesin (kork kork)

4 Eylül 2010 Cumartesi

Return of the Repressed

Sayın Başbakanım,
Sayın Valim,
Saygıdeğer Baruh Sipinoza,
Can Dostum Niçe
püşt Fırederik Ceymısın,
ve değerli basın mensupları, her şeyden önce,n'aber?

---konuşmanın devamı haftaya----


--Atay'a selamlar, ellerinden öpüyorum----