29 Ocak 2011 Cumartesi

Oskarlar erken dağıtıldı! (uygun bir fiyata)




Akademi Üyesi: Kalmadı, kalmadııı, bitiyor abiler ablalar, kapanın elinde kalıyor, batan titaniğin oskarları bunlar!!!1

Oskar alması muhtemel şahıs: Ne kaldı? Sar bana iyisinden bir tane...geçen sefer en iyi müzik verdin filmde müzik yok, damn it!! (lanet olsun)

Akademi Üyesi: Vay abicim! ben de tam nerde kaldı diyordum arkadaşlara (kötü oyunculuk ve seslendirme). Kaç milyon yaptın abicim geçen sene?

Oskar alması muhtemel şahıs: Yaptık birkaç zilyon milyon, elhamdülilllah. (bak doğukan dini bişey)

Akademi üyesi: Ooo Allah arttırsın abicim...Holivuduz abi, biliyorsun haram mal yemeyiz (kendisi de şaşırır).

O.A.M.Ş: Şimdi ne kaldı elinde onu öyle sen..

A.Ü: Merak etme abi ayıpsın, tam sana layık. En iyi sinematografi, ne dersin?

O.A.M.Ş: (Yandaki holivud güzeline sırıtarak) o neydi lan hatırlayamadım şimdi bir an (beyinde dalgalanmalar)

A.Ü: Ben de duymadım ama avrupalılar çok seviyormuş. Geçen bizim Kara Kuğu Aranofski geldi, tutturdu "Tomahcım onu istiyorum, ver onu bana, hissettir bana" (bale zarefetiyle)

O.A.M.Ş: Tamam lan tamam. Yalnız bir dahakine en iyi oskar isterim ha.

------Muhabbet bit------

27 Ocak 2011 Perşembe

Gözler

Uzun zamandır gözlerindeki yorgunluktan yakınan oğluyla birlikte gittikleri göz doktorundan dönüşte, dinlenmek için yakınlardaki banklardan birine oturdular. Durup dururken "Tanrının gözleri ne renk baba?" diye sordu çocuk. Adam bir şey diyemeden gayri ihtiyari başını yukarı doğru kaldırdığında gökyüzü maviye çalıyordu.

24 Ocak 2011 Pazartesi

"goya reprodüksyonları arasında / bir vergi levhası"

Tüm kederlerimizi, sıkıntılarımızı, mağdurluklarımızı, aşağılanmışlıklarımızı serelim ortaya!
Ama hikayelerimizi melodramlaştırmadan, arabeskleştirmeden, mazlum edebiyatı yapmadan.
Tehlikeli Oyunlar'ın Hikmet'i gibi yaşamdan kaçıp, bilinmez bir gecekonduya taşınalım. O gecekondunun tahtakurusu olalım Karamazov Kardeşler'deki İvan misali. Ya da Gregor Samsa gibi bir böceğe dönüşelim tüm sıkıntılarımızdan kurtulmak için. Bunların hiçbirini yapamazsak da, Raskolnikov gibi kan dökelim. Kan!
Mağdurluğumuzu hınca, ıstıraplarımızı intikama, gücenmiş öfkelerimizi isyana çevirelim.
Yeter ki görülelim!
Başbakan olamadıysak, burjuvalaşamadıysak, paralanamadıysak, hedeflerimize ulaşamadıysak; bari birer "alçak" olalım ve yeter ki görülelim!
Büyük ve kutsal fikirlerimizle, kısıtlı olanaklarımız arasındaki sıkışmışlığımızı aşalım.
Kendi "yeraltı"mızı kuralım!
Ve hiçbir zaman davet edilmediğimiz-edilmeyeceğimiz büyük şölenin dibini kazıyalım!
Gecikmiş olanı, tıkanmış olanı çağıralım!

Çünkü Nietzsche doğru söylüyor: Herkesin ağır ağır intihar edişinin "yaşam" diye adlandırıldığı yere devlet diyorum.

(Devlete iman etmeyiniz.)

13 Ocak 2011 Perşembe

alternatif kitap tanıtım yazısı




cehennemi ve cenneti
ve arafı yaratana ve
Dante'ye o cümleleri kurdurana
o cümleleri Türkçe'ye çevirtene
hamd olsun...


(not: bu bir "dini şiir" değildir. ve devrim, kansız da olabilir.)

4 Ocak 2011 Salı

3 Ocak 2011 Pazartesi

Meşum Porno Filmine Dair Yorum Farkı

Şoreş: Bu adamlar yüzünden Avrupa Birliği'ne gireceğiz. Yavşaklıktır!

Çetin: Bu ülkenin bir üniversitesinde eğer porno film çekilemiyorsa ben çekip gidiyorum. Yavşaklıktır!

2 Ocak 2011 Pazar

Çirkin Kamera Kayıtta!

Çıtayı yükselttik gönül dostları. Alıntıdır, şakadır, kuramdır, şiirdir vs. bunlar güzel şeyler amma bir yere kadar. Sürprizlerle dolu yeni bir sinema bloguyla karşınızdayız! Yanlış işitmediniz Çirkin Kamera ya da Esatirül Cinema. Ekmekmushaf'ın acar yazarları Şoreş ve Çetin'den ülkemizin kanayan yarası sinema eleştirisine bir pansuman:

http://cirkinkamera.blogspot.com/

Bize de bekleriz.