31 Mart 2011 Perşembe

"Kötü Şiirler" Heyecanlandırır!

Kimseler kusura bakmasın; şu fani dünyada beni heyecanlandırabilecek birkaç şey varsa, bunların biri, bir İsmet Özel şiiri olan "Kötü Şiirler"in üçüncü bölümüdür.
O zaman heyecanlanayım izninizle:





3.

Bütün müsveddelerimi yırttım, göğsümün kıllarıyla
gövdemin kokusundan buharlaşıyor şiir.
Sana çok önceden, bir yaz sonu, bir parkta
sıkılmış yumruğumu ısırarak
buna benzer bir şeyler söylemiştim
milât yok
demiştim, milât yer almayacak hayatımızda.
İşte bütün müsveddelerimi yırttım
işte artık göğsümün kıllarıyla
gövdemin kokusundan buharlaşıyor şiir
işte onlar artık saçların kadar Boşnak
karşılıksız mektuplarım gibi yepyenidir.

21 Mart 2011 Pazartesi

Murat Menteş’le, Murat Menteş’ten habersiz, “Garanti Karantina” üzerine mini söyleşi



+ Romanlarınız evlerimizin eşiğinden atlayarak kitaplıklarımızın başköşesine kuruluyor. Bu yetmezmiş gibi bir de şiir! Neden?

- tabiattan alkış almak içindi

+ Şiirleriniz sarışın. Ayrıca “modern ve geleneksel imgelerin iç içeliği ve yeni biçim arayışları göze çarpıyor” diyorlar. Çarpar mı?

- fotojenik değiliz hiçbirimiz civanım

+ Ah Muhsin Ünlü kod adlı hünerli samuray da “Güzel, güzel, çok güzel.” diye seslenmiş okura arka kapaktan.

- inşallah cennette yıllanırız vesselam

+ Peki sordunuz mu hiç kendinize; ne der edebiyat polisleri, şiir zabıtaları acep diye? Neyine güvenip şiir kitabı çıkarıyor bu Bay Menteş?

- avarece girdim riske, konjonktüre çektim rest

+ Yakışır. Yakışıklı kelimeler!

- kelimeler kroşe kesinliğinde

+ Amenna. Peki ağzımızı burnumuzu kırmaya devam edecek misiniz şiirlerinizle? Biz okurlar doymak bilmeyük!

- inşallah demeyen paranoyaktır

+ Diyorum: İnşallah! Kısa ve öz oldu, teşekkürler. Ve o zaman son söz:

- ekmeğe kesin gözüyle bakıyorum

4 Mart 2011 Cuma

Mrs. Sinico düşüncelerini niçin yazmadığını soruyordu ona

"Neye yarar? diye soruyordu o da, bilinçli bir aşağılamayla. Altmış saniye süreyle bir düşünceyi tutarlı bir biçimde geliştirmeyi beceremeyen laf ebeleriyle yarışmak için mi? Ahlakını polise ve sanatını galeri simsarlarına emanet etmiş budala bir orta sınıfın eleştirilerine kendini hedef etmek için mi?" (Dublinliler, 116)

"For what, he asked her, with careful scorn. To compete with phrasemongers, incapable of thinking consecutively for sixty seconds? To submit himself to the criticisms of an obtuse middle class which entrusted its morality to policemen and its fine arts to impresarios?"