22 Ağustos 2011 Pazartesi

"Endişe" ya da "-lenmek."

YASAL UYARI: gizli sosyal mesaj içerir.


Kibrit kutusu kadar evlerimiz. Kibrit kutusu ve vasati 40 senelik ömrümüz. Şu birbirimize sıktığımız kurşunlar, sıktığımız dişlerimiz… Sıktığımız canlarımız; en mühimi de bu. Sıktığımız canlar ya da. Ve sonrasında, hiçbir şey olmamış gibi dolaştığımız sokaklar, caddeler, alışveriş merkezleri.

Bana “endişelenme” diyorlar. Endişeleniyorum. Endişeleneceğim.

Kör olasıca ben öyle çok endişeleneceğim ki, ur oluşacak beynimde. Hatta urlar! Sivilceli bir ergen genç suratı gibi urlarla dolacak beynim.

işte o zaman da siz benim adıma endişeleneceksiniz. Halimi hatırımı sormaya başlayacaksınız. Telefon falan edeceksiniz. Evime ziyarete gelenler bile olacak. Yardım toplayacaklar, dua edecekler, ağlayacaklar.

“Endişe” denen şeyin ta kendisi olacağım işte ben o zaman!

Not: Ben bir roman/film kahramanı değilim. Sonunu tasarlayamadığım kurgularla uğraşırım.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder