22 Kasım 2010 Pazartesi

Ayakkabısını Bağlayamayan Yazarlar Aranıyor

"Sabırlı bir ruh çözümleyicisi çıkıp da, bana şöyle bir soru, niçin yazdığım sorusunu sorsaydı, böylesine önemsiz, biraz da saygın olmayan bir şey yapmaya, ne zaman, nasıl olup da karar verdiğimi sormakta direnseydi, şöyle yanıtlardım: hiçbir zaman yazmaya karar verdiğimi sanmıyorum, ama gene de soruya yanıt önerecek bir anı, bir ipucu bulunabilir. Yeniyetmeliğimi kurcalarsam, hatta kurcalamadan bile, şu anım: ayakkabılarımın bağcıklarını bağlayamayışım; a, evet, bana kalırsa onları doğru bağlıyordum. Ne var ki on dakika geçmeden, düğümlerin hepsi çözülüyor, sarkan bağcıklara basıp sürçmeye başlıyordum. Küçültücü bir şeydi bu: annem, babam, arkadaşlarım, ayakkabılarını bağlamayı beceremeyen şu oğlancığa -benim gibi gülünç bir sözcük- sevecenlikle takılıyorlardı.
...
Ayakkabılarımı bağlayamıyor muydum? Öyleyse kitaplar yazacaktım ben de.
...
Ayakkabılarını bağlamayı öğrenen kişi, ruhbilimcilerin 'gerçekleştirilmiş' dedikleri bir yaşam ummayı hak eder. Aile kurar, belki de parlak bir meslek edinir: generaller, bakanlar, toplumbilimciler, yol mühendisleri, sorunu doğru çözmüş olanlar arasında sayılırlar."


Giorgio Manganelli

1 yorum:

  1. Ahah Manganelli hakkında konuşmuştuk, hatırlıyor musun? Yazıhane'deki o süper yazı. Orada Orwell'in yazısı da bayağı iyi. Bir odadan içeri girerken, "İçeri girdi" diye düşünmek.
    Yüz Küçük Nehir Roman'ı okumuş muydun? Çeto'ya zorla sevdirmiştim :)))

    YanıtlaSil